30 Haziran 2010 Çarşamba

-selen en sevdiğin şey ne senin?
-şekerrrr
-hııımmm şekermiii :((((
hem babaya hem bana sarılarak
-sizi gidi lolipoplar siziiii....


erencim tamam dermisin  MAM ,mam değil taa mamm ,MAA MAAMMM ...
adın ne senin EYEN .(bazende abi:))
annenin adı AYÇE
ablanın adı DELEN
babanın adı BUNDANA :))

-selen beni ne kadar seviyorsun
-10
-peki babanı
-11
-öylemii
-ama anne babam geç geliyor işten zaten yazık değilmi ona.
-?????

22 Haziran 2010 Salı

tam 10 babalar günü babamsız..nasıl özlüyorum  şefkatli ses tonunu,pamuk sakallarını,kocaman cüssesinde hep buğulu ama mutlu bakan güzel gözlerini..o buğunun sadece bize, çocuklarına bakarken oluştuğunu şimdi anlıyorum..
sırf yanında toplanalım diye küçük ziyafetler bahane ederdi canım babam benim..yemeğe olan aşırı tutkusu bu ziyafetlerde köreliverirdi karşımıza geçip bizi izleyebilmek için.. heleki birimiz eksik olsun  o sofrada, yarı keyfi kaçar iki lafın birinde bidahaki sefere tam olmamızı tembihlerdi..
en küçük olmak bana, babamın dizinin dibinde daima benim oturmam gibi dünyanın en güzel lüksünü yaşattı..o güzel sohbetleri özlemle içimde..
sevecen ,etrafta saygın ,mert  bi okadarda yufka yürekliydi babacım..
yuvasına, yavrularına(bize tek sesleniş şekliydi)  ve en önemlisi annecime çok çok bağlıydı..
keşke kalbi bu kadar zayıf olmasaydı ,keşke o bayram dizinin dibinden hiç ayrılmasaydım  babacım diye binlerce kere daha ellerini öpebilseydim sakallarını okşayabilseydim..
keşke selenle ereni görebilse çocuklarımda dedelerinin o kocamann yüreğindeki sevgisinden nasibini alabilseydi..
seni çok özlüyorum  biricik babacım..
BABALAR GÜNÜN KUTLU OLSUN

7 Haziran 2010 Pazartesi

ne zaman değişiklik olur, iyi gelir hepimize desem başımıza bi iş geliyor.haftasonumuzu çankırıda halamız amcamızla geçirelim babamızda dinlensin özlesin bizi diye çıktık yola fekatt seloş yarı yolda tutturdu babamı özledim halamı öpüp sarılalım dönelim hemen, hep olduğu gibi tamam bakarız ikna oldu...gider gitmezde ilgi sarhoşu şımarıklık zirvede, dedenin kucağında çay bardağına ayağını vurup ayağının üst kısmını yakınca herşey biranda alt üst oldu.soğuk su,hastane acili, kremler, çığlık çığlığa can acıtan ağlamalar vs vs bunu ikinci defa yaşamaksa hepsinden beteri.ne çok ağladı kızımcım ağrı kesici etkisini gösterene kadar ,ne kadar canı yanmıştır kimbilir, tıpkı erenimonun ilk yaşına basmasına günler kala elini firın camına yapıştırdığı günkü gibi.
işin ilginci dökülen çayın miktarıyla yanan bölgenin saçma farkı.bardaktan sadece bikaç yudumluk  eksilmiş,çok sıcak olduğu için çorap muhavaza edip yaydı galiba sıcağı, zaten çorabı çıkarırken derisi kalkmıştı..sonrası bildik sahneler, ota çöpe ağlamalar bazen solo bazende erenle koro halinde..olayla ve sonrasıyla ilgili fikir yürütmeler,ev ahalisinin başından geçen yanık vakalarının hikayeleri,çocuk yetiştirmenin zorlukları her kafadan bi ses, dinler gibi yaptım galiba çünkü aklım ağlamaktan sesi kısılmış acıyı falan unutup bitkin bir halde uykuya teslim olmuş yaffrumda..sabaha ağrısı büyük ölçüde azalmış uyandı yalnız nazın sınırları zorlanmakta hala daha..yarasıda kısa zamanda kapanır ümit ediyorum..
bundan sonrada yatılı biyerlede kalmakmı, zamanı belirsiz rafa kaldrıldı..olursada babamızsız asla..

İzleyiciler