23 Temmuz 2010 Cuma

istanbul

haftasonu halamızın oğlunun söz merasimi dolayısıyla istanbuldaydık..başta iki çocukla yolculuk nasıl olur, ev düzeni olmadan yapamam diye isteksizdim çok istememe rağmen istanbulu görmeyi...eşimin yoğun ısrarı ile çıktık yola, ben hala endişeliyken ve henüz çocuklar uyanmadan bitmişti bile yolumuz:)

6 Temmuz 2010 Salı

geçen hafta erenle başlayan kulak boğaz kızarıklığı selenede bulaştı yine:((
pazar günkü piknik maceramız selenin dönüş yolunda ateşlenmesiyle sona erdi,sabahta ateşli uyanınca kreşe gitmedi bugün.. keyifli bir balkon kahvaltısı yaptık ucu her ne kadar bana büyük iş çıkarsada,meyve suyu bardağına simitler çaylar bol bol şeker peynir karışımları bir bardaktan diğerine karıştırılıp e annedende ses çıkmayınca zevkini çıkardı bücürüklerim..
hatta bulaşıklarıda selen yıkamayı üstlendi..sandalyeyi çekip bir güzel yıkadı!!!eren dururmu oda durulamak istedi ama o kadarınada müsade edemedim biliyorum olanca su hem üstünde hemde yerlerde olacak..
sandalyeyi çekip ereni olay mahalinden uzaklaştırmak isterken kıyamet koptu..
selen hışımla yanıma geldi,
-ne ağlatıyosun bebeyi?gel abam gel
sandalyeyi kaptığı gibi lavabonun yanına, suyuda sonuna kadar açıp bana dönüp tekrar çemkirdi
-çocuğu ağlatma yıkasın oda
hay allam yaa peki selen abla deyip çekildim ne yapayım:)))))birde böyle erenin gönlünü edeceği zamanlar abam demesi varya,normal zamanda ablamdıya!
şimdiden adam idare etmeyi vede kullanmayı öğrendi, canı istemezse ereni dinliyormuş gibi tamam deyip başından savmalar yada anneye söylede bunu yapalımlar..
başıma çete olacaklar ondan korkuyorum:))

İzleyiciler